Afet Risk Yönetiminde Sivil Toplum Örgütlerinin Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi

Afet Risk Yönetiminde Sivil Toplum Örgütlerinin Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi kapsamında alt hibe desteği alan 20 paydaşımız, deprem bölgesinde toplumsal cinsiyet eşitliğinden çocuk haklarına, afetlere hazırlık çalışmalarından dezavantajlı grupların güçlendirilmesine kadar geniş bir yelpazede projeler yürütüyor. Her bir proje kendi uzmanlık alanında dayanışmayı büyütmeyi ve afet risk yönetimi kapasitesini artırmayı hedefliyor. 



1.    Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği, depremde çok önemli roller üstlenen kuryeler üzerine bir çalışma yürütüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği odağında çalışma yürüten dernek, kuryelerle kadınların ortak ağ kurmalarını sağlayacak ve mobilizasyonu destekleyecek. 

  1. Köy Okulları Değişim Ağı, köylerdeki çocukların daha iyi bir eğitim alabilmesi için öğretmenler, öğretmen adayları ve ebeveynlerle birlikte çalışma yürüttüğü projeleriyle afet bölgesinde çalışan öğretmenlere destek sağlamayı ve afetlere hazır öğretmenler yetiştirmeyi planlıyor.
  2. Oyun Hareketi Derneği, oyunun iyileştirici yönüne referansla, esnek oyun alanlarının iyileştirici deneyimini hem öğretmenlerle hem de sivil toplumla paylaşıyor.
  3. Önce Çocuklar Derneği, Diyarbakır ve Adıyaman’da çocuk hakları alanında çalışan örgütlerle ve yine belediyelerle birlikte çalışarak bu kurumların afet risk yönetimi alanındaki kapasitelerini güçlendiriyor.
  4. Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği – Çocuk Hakları Merkezi, Adıyaman’da çocuklara yönelik çalışma yürüten sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte çalışarak bu yerel toplulukların afet risk yönetimi kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. 
  5. Muamma LGBTİ+ Derneği, Mersin’de LGBTİ+ kapsayıcı afet müdahale modeli üzerine çalışıyor. LGBTİ+ derneklerinin bulunduğu kentlerdeki yerel yönetimler ile afet ve insani yardım alanında faaliyet gösteren sivil toplum paydaşlarıyla birlikte çalışıyor. 
  6. Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği, Adana’da ve Yüreğir ilçesinde afet risk yönetimi konusunda kapasitesini güçlendirmek isteyen gönüllüler ve sivil toplum paydaşlarıyla birlikte çalışıyor. Dernek aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden yerelde koruyucu önleyici afet risk yönetimi modeli oluşturmaya odaklanıyor. 
  7. Sevgi Gönüllüleri Derneği, olası Marmara Depremi üzerine farkındalık yaratmak hedefiyle, depremin etkileyeceği Bilecik, Sakarya ve Yalova’daki köylerde, köy okulları ve bu okullardaki öğretmenlerle birlikte çalışacak. 
  8. Türkiye Down Sendromu Derneği, afet ve acil durumlarda engellilik alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin kapasitesini artırmayı hedefliyor.
  9. Çember Sivil İnisiyatif Derneği, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle Adıyaman’da kadın çalışması yürüten STÖ’ler, kadın sivil toplum çalışanları ve Adıyaman Belediyesi ile birlikte çalışıyor. 6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman’da kurulan dernek, kentteki kadınların afet kriz yönetimi kapasitelerini güçlendirmeyi hedefliyor. 
  10. Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Derneği, Hatay’da gönüllü örgütlenmeleri destekleyerek mahalle afet gönüllülerini hayata geçirmeyi planlıyor. 1999’da meydana gelen Marmara Depremi sonrası kurulan dernek, İstanbul’da yürüttüğü yaygın çalışmalarda edindiği deneyimini bu projeyle Hatay’a taşımayı hedefliyor.
  11. Deprem Dayanışması Derneği, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremleri sonrasında kalkınma, gençlik alanlarında yürüttüğü çalışmalarla edindiği deneyim ışığında, topluluk temelli çalışmaların güçlenmesi için Hatay’da proje yürütüyor.
  12. Dayanışma İnsanları Derneği, Adıyaman’da gençlerle ve özellikle deprem bölgesinde gençlerle çalışan örgütlerle işbirliği içinde, yerelden dayanışmayı büyütmeyi hedefliyor. 
  13. Roman Hafıza Çalışmaları Derneği I Romani Godi, Romanlar, Abdallar ve Domlar için Kent Hakkına Erişim projesini Malatya’da yürütüyor ve kentin yeniden inşasında bu toplulukların sözünü söylemelerine yardımcı olmayı hedefliyor.
  14. Ali İsmail Korkmaz Vakfı, Hatay’da Gençlerin Güçlenmesi ve Birlikte Dayanıklılık İnşası projesiyle gençler ve Hatay’da çalışan sivil toplum örgütleriyle ve inisiyatiflerle çalışacak.
  15. Samandağ Kadın Dayanışması Derneği, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle mahalle meclisleri özelinde çalışıyor. Dernek, Hatay’da Samandağ Belediyesi, muhtarlar, Samandağ mahalle sakinleri ile birlikte faaliyet yürütüyor.
  16. Kadının İnsan Hakları Derneği, Çanakkale, Erzincan, İstanbul ve İzmir’de afetlere dayanıklı kadın ve LGBTİ+ örgütleri için kapasite güçlendirme çalışması yürütüyor.
  17. Tohum Otizm Vakfı, otizmli bireyler için afet hazırlığı konusuna odaklanıyor ve otizm alanında faaliyet yürüten sivil toplum paydaşları, Afet Platformu içinde yer alan paydaşlar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı arama kurtarma personeli, itfaiyeci ve gönüllüleriyle birlikte çalışacak. 
  18. Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Hatay’da yaşayan Türkiyeli ve mülteci gençlerle çalışma yürütüyor ve afet risk yönetiminde gençlerin katılımını güçlendirmeyi hedefliyor. 
  19. Kadın Dayanışma Vakfı, Balıkesir’de toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden “Afet ve Kadın Kurultayı Hazırlık Çalıştayı: Afetlerin mağduru değil onarıcısı kadınlar” başlığıyla çalışma yürütecek.

 

–> Alt hibe projelerinin sosyal etkisi:

Afetler sadece yapıları değil, toplumların dokusunu da derinden etkiler. Bu noktada, yerelden yükselen sivil inisiyatiflerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelir. Avrupa Birliği Delegasyonu’nun finansal desteği ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) koordinasyonuyla yürütülen Afet Risk Yönetiminde Sivil Toplum Örgütlerinin Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi kapsamında desteklenen 20 alt hibe projesi, tam da bu noktada devreye giriyor.

Depremin yarattığı fiziksel ve toplumsal kırılganlıkların ortasında; kadınlardan gençlere, çocuklardan engelli bireylere, Roman topluluklarından afet gönüllülerine kadar uzanan geniş bir yelpazede yürütülen bu projeler, sadece kapasite geliştirmiyor; aynı zamanda dayanışmayı somutlaştırıyor, görünmeyeni görünür kılıyor ve iyileşmenin yerelden başladığını gösteriyor.

Bu projeler sayesinde;

·         Toplumsal cinsiyet eşitliği afet yönetimi süreçlerinin bir parçası haline geliyor.

·         Çocukların, gençlerin ve öğretmenlerin afetlere karşı hazırlığı güçleniyor.

·         Engelli bireyler, LGBTİ+ topluluklar ve Roman yurttaşlar afet yönetiminde hak temelli bir yaklaşımla yer buluyor.

·         Yerel gönüllülük ağları, mahalle düzeyinde krizlere müdahale kapasitesini artırıyor.

·         Saha tecrübesi olan küçük STÖ’ler, afet sonrası yeniden yapılanma süreçlerine katkı veriyor.

Her biri kendi bağlamında küçük ama etkili adımlar atan bu projeler, toplum temelli risk azaltma anlayışının en somut örnekleri olarak sahada karşılık buluyor. Birlikte düşünülen, birlikte uygulanan ve birlikte öğrenilen bu çalışmalar, yalnızca birer proje değil; aynı zamanda Türkiye’nin afetlere karşı daha dirençli bir toplum olma yolculuğunda, yerel hafızada iz bırakan kilometre taşlarıdır.